Çok Harcayıp, Az Kazanmak - Reklamlar

Muhtemelen çoğu internet kullanıcısı, reklam veren, hatta dijital ajans; ne kadar çok reklam verirsem, o kadar çok kazanırım öngörüsüne ya da fikrine sahiptir. Modern insan aklı; para harcadıkça evdeki, ofisteki eşyaların arttığı, giydiği kıyafetlerin, aksesuarların çoğaldığı, gardropların dolduğu bir alışveriş kültürünü öğrenmiştir.

“…tüketim kültürünün egemen olduğu kapitalist bir toplumdaki temel çabalardan biri, üretilen malların elden çıkarılabilmesi amacı kapsamında insanların daha fazlasını istemelerinin sağlanmasına yöneliktir.” ¹

 

Her sektör bu açığı kullanıp, her alanda daha çok harcayarak, daha iyisine, daha güzeline, daha üstününe ulaşılacağı mesajını verir. Ürün ve hizmet gamları, bir iki istisna hariç bunu doğrular niteliktedir.

Siz daha kaliteli bir t-shirtü yarı fiyatına bulana kadar, ya da daha keyifli bir tatili 4’te 1 fiyatına yapana kadar, aksini gösteren bir bilginiz olmaz.

Dijital pazarlamada; görüntülenme, etkileşim, tıklama, tıklama başı maliyet, dönüşüm, maliyet gibi kavramlar bulunur. Burada görüntüleme / etkileşimi artıracak olan, toplam reklam tutarı, tıklamaları /dönüşümleri artıracak olan da etkileşen insanların alaka düzeyidir.

Kısacası, reklamların ulaştığı kitlenin alaka düzeyi, ürün ya da hizmetin satış potansiyelini artırıyor.

Internetteki tüm reklam araçları veya ortamları, “sınırlı” seçici hedeflemeyi mümkün kılar. Yaş, şehir, ilgi alanı, bunu alan bunu da aldı…

Global ölçekli istatistiklerde, arama temelli reklamlarda, tüm sektörler için ortalama %2 ile 4 arasında tıklama oranı ve bunlardan da ortalama %2 ile 5 arasında dönüşüm gerçekleştiği görülür. ²

 

Burada şunu belirtmekte fayda görüyorum, “dönüşüm”, nihai bir satış değil, bir tıklama, bir sayfaya gidiş, bir form gönderme, bir telefon araması, herhangi bir eylem olabilir. (CTA)

Seçebildiğiniz kısıtlı hedef kitlenin, ürün ya da hizmetinizi satın alma olasılığı çok düşüktür. Bu sebeple çok yüksek maliyetlerle reklam vererek, olabildiğince çok etkileşim almanız gerekir.

Doğru bir stratejiniz yoksa, ne kadar çok reklam verseniz de, az da olsa kazanamazsınız. Stratejiniz doğruysa da, attığınız taş, ürküttüğünüz kuşa değmez.

Bunun için, reklam bütçesini artırmak yerine, hedef kitlenizi doğru seçebilecek, hedef kitlenize ulaşabilecek araçlar, yöntemler kullanmalısınız. Eğer araçları doğru şekilde kullanırsanız, optimal bütçenizin ne olması gerektiği çıkarımını dahi yapabilirsiniz.

MAGIC™ - Meaningful Artificial Logic bu yöntemlerden biridir. MAGIC yönteminde amaç; doğru belirlenen hedefle, doğru yerde, doğru zamanda ve doğru söylemle beraber, kısa zamanda dönüşümleri artırmaktır.

MAGIC - Meaningful Artificial Logic

Neticede “çok harcayıp, az kazanmak” reklamlarla mümkün. Az harcayıp, çok kazanmak ise ilk önce hedefi belirlemekten geçiyor.
Doğru araçlar, doğru yöntemler ve doğru danışmanlarla, maliyetlerinizi düşürüp, satışlarınızı artırmak mümkün.

Kaynakça

 

(¹) Yanıklar C. (2010) Tüketim Kültürü, Kapitalizm ve İnsan İhtiyaçları Arasındaki İlişki Üzerine Bir Tartışma, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi , Cilt: 34, Sayı: 1, 25–32

(²) Irvine M. (2018) Google Ads Benchmarks for your Industry, Word Stream Blog

Read More
21 Haziran 2022 0 Comments

Sihirli Kelimeler

İnsanoğlu milattan önce 3000’li yıllarda yazmaya başladı. Aslında o zamanlarda bu, kendi başına bir sihir sayılırdı.
Dillerin gelişimi, yazılı metin gereksinimleri, farklı yazıların oluşmasını hızlandırdı.
Önceleri kayıt tutmak için kullanılan “yazı”, zamanla, özgürce ifade edemediklerini ifade etmek isteyenler için, sihirli bir silaha dönüştü.
Kelimelerin gücü keşfedildikçe, kayıtlı belgeler kadar, düşünceleri ifade eden kitaplara da ihtiyaç olduğu anlaşıldı.

Uzunca bir süre yazılı basın ve kitapların egemen olduğu dünyamızda, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, önceleri radyo ve televizyon, daha sonra ise bilgisayar, laptop, tablet, telefon kelimelerin gücünü ele geçirdi.
Her ne kadar “hala” kitap, gazete okuyabiliyor, televizyon izleyebiliyor, radyo dinleyebiliyor olsak da, hepsinin toplamı asla teknoloji başında geçirdiğimiz vakitle kıyaslanamaz durumda.

sihirli kelimeler

Peki kelimeler bu kadar güçlü mü? “Kalem kılıçtan üstündür” atasözümüz boşuna oluşmamış. Savaşı başlatan da, bitiren de kelimelerdir. İnsanoğlu konuşarak anlaşır. Bizi diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliğimiz, düşünebilme kabiliyetimizdir. Düşüncelerimizi ise kelimelerle yazıya dökeriz.
Kendinizi doğru ifade edebiliyorsanız, ürününüzü satabiliyorsanız, karşınızdakini etkileyebiliyorsanız, zaten hali hazırda sihirli kelimeler kullanıyorsunuz demektir.

Duygu ve düşüncenizi karşınızdakine geçirebiliyorsanız, kelimeleriniz güçlüdür. Kurduğunuz cümleler; motivasyon, hayal kırıklığı, ümit, çaresizlik yaratıyorsa, kelimeleriniz sihirlidir.
Her medyada olduğu gibi, dijital medyada da ifadenin nihai unsuru kelimelerdir. Her ne kadar “emojiler” çeşitli anlamlar ifade etseler de, eğer işaret diliyle devam edecek olsaydık, 600 bin sene önce anlamsız sesler çıkartmaya başlamazdık.
Binlerce yıllık geleneğimiz olan “yazmak”, hala kendinizi, fikirlerinizi ve ürünlerinizi en etkili şekilde tanıtacak yöntem.

Bugün, dijital medyadaki tüm tanıtım araçları da kelimeleri kullanıyor. Sizin kelimeleriniz de size özeldir. Sizi ifade edecek sihirli kelimeler, eşsiz cümlelerinizi oluşturur.

Butik dijital pazarlama aracımız MAGIC™, güçlü kelimelerinizin hangileri olduğunu bulur ve gerçekleştirmek istediğiniz hedefinize, sihirli kelimelerle ulaştırır.

Read More
24 Mayıs 2022 0 Comments

Arama Motoru Optimizasyonu – Ancak Değil

Makine öğreniyorsa, biz niye öğretmeyelim? Ortada sizin ürününüzü, hizmetinizi veya sizi, tanımaya, öğrenmeye çalışan bir makine var. Hedefi, tüm bunları, size ihtiyacı olana göstermek.

 

Search Engine Optimization (SEO)

Arama motoru optimizasyonu terimini kullanırken, hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum, arama motorunu optimize ettiğimizi söylüyoruz. Neticede optimize ettiğimiz web siteleridir.

 

Nedir Peki Bu Optimizasyon?

Yapay zeka için makine öğrenimi gerekir. Makinenin öğrenme süreci planlıdır. Web sitenizin hangi alanlarını, hangi kriterlere göre ölçeceği, nereye konumlandıracağı programlıdır.

Biz bildiğimiz ve fikir yürüttüğümüz bu alanları makinenin bizi doğru anlaması için hazırlarız. Hatta bunları belirli ölçülerle yapmamız gerektiğini gösteren çıkarımlar vardır.

Arama motoru optimizasyonu (SEO), makine öğrenimi algoritmalarının periyodik değişimiyle, düzenli olarak yapılması gerekir.

 

Makine Bana Gelmesin, Ben Makineye Gideyim

Peki ya terim yazıldığı gibi anlaşılmalıysa, yani arama motorunu optimize etmek gerekiyorsa?

Bu kontra fikir hiç de anlamsız değilmiş.

Elimizdeki tüm imkanlarla; web sitemiz, Instagramımız, Twitterımız, Facebookumuz ve diğer platformlarımızla arama motoru ile etkileşebilirsek, görüyoruz ki, arama motoru bize göre şekil almaya başlıyor.

 

Machine Learning

Makine öğreniyorsa, biz niye öğretmeyelim? Ortada sizin ürününüzü, hizmetinizi veya sizi, tanımaya, öğrenmeye çalışan bir makine var. Hedefi, tüm bunları, size ihtiyacı olana göstermek.

O zaman ona istediğini vermek lazım.

 

Yapıştırmayın, Yazın

Sizi tanımak isteyen birine klişe sözler ve alışılmış jest ve mimiklerle yaklaşırsanız, hayal kırıklığına uğrarsınız.

Makine de olsa yapay zekanın yetenekleri sizin “özel” yada “doğru kişi” olup olmadığınızı anlayacak kadar yüksek.

 

Özgün Olun

Muhakkak aynı hizmeti veren ya da aynı ürünü satan web siteleri olacaktır. Farklılığınızı öne çıkarın, taklit etmeyin. Herkesin olduğu gibi, her markanın da kendine has, öne çıkan bir özelliği bulunur.

 

 

Sonuç

Sadece web sitesini değil, arama motorunu da optimize etmek mümkün gözüküyor.

Aslında dogmalarımızdan kurtulduğumuzda geniş bir ufuk çizgisi görebiliyoruz. Bize öğretilen, bizim öğrendiğimiz, izlediğimiz, okuduğumuz kadar bilmediklerimiz, henüz keşfetmediklerimiz de var.

Aşina olduğumuz bir terime, okunduğu gibi yaklaşmak dahi, farklı ve faydalı çıkarımlar yapmamızı sağlıyor.

Read More
18 Mayıs 2022 1 Comment